Skip to main content

Bu yılın kahve trendlerini keşfetmeye devam ederken ilk sırayı yeşil kahveye ayırdık. Yıllardır süregelen bir soru var: ‘Yeşil çay mı yoksa yeşil kahve mi?’ Doğal beslenme gündemde olduğunda, her şeyin yeşil olmasından bahsetmek oldukça yaygındır. Biz de bu akıma uyarak, yeşil çayı ve yeşil kahveyi karşılaştırmak istedik. Daha doğrusu, yeşil kahveyi detaylı bir şekilde ele alıp çayı başka bir yazıya bıraktık.

Yükselen bir değer olarak karşımıza çıkan yeşil kahve, son yılların popüler trendlerindenbiridir. Birçok kişi tarafından suyun hemen ardından en sağlıklı içecek olarak kabul edilmektedir. Ünlü Hollywood yıldızları arasında da popüler olan yeşil kahveyi, Demi Mooreve Katy Perry gibi isimler metabolizma arttırıcı olarak kullanmaktadır. Ünlü isimlerin bu ürünü tercih etmesiyle birlikte, Amerika’nın sevilen doktoru Mehmet Öz’ün yeşil kahve hakkındaki açıklamaları da ürüne olan ilgiyi artırdı. Özellikle Dr. Öz’ün yeşil kahvenin kilo kaybını teşvik ettiği yönündeki ifadeleri, pazardaki yeşil kahve çeşitlerine olan talebi artırdı.

Yeşil kahve nedir?

Yeşil kahve çekirdekleri, temel olarak Arabica meyvesinin kavrulmamış tohumlarıdır. Basitçe ifade etmek gerekirse, yeşil kahve, doğal olarak kahve çekirdeklerinden başka bir şey değildir. Aşina olduğumuz kahve çekirdeklerinde koyu kahverengi veya siyaha yakın renklerle karşılaşırız. Bu renk değişimi, kahve çekirdeklerinin toplandıktan sonra ayıklanıp sudan geçirilmesinden önce gerçekleştirilen kavurma ve diğer işlemler sonucunda ortaya çıkar. Kavrulmamış kahve çekirdekleri ise yeşil kahve olarak adlandırılır.

Yeşil kahvenin faydaları nelerdir?

Yeşil kahve, kavrulmuş kahveye göre daha sağlıklı bir ürün olarak kabul edilir. Bu sonuç, kahve çekirdeklerinin kavurma ısısından kaynaklanan kimyasal değişimi nedeniyle ortaya çıkar. Her ne kadar kavrulmuş kahvenin sayısız faydası olsa da, hiç işlemden geçmemiş çekirdekler görece daha sağlıklı kalır.

Kahve çekirdekleri, kafein ve klorojenik asit adlı iki kimyasal bileşiğin harika bir karışımını içerir. Kavurma işlemi sırasında zengin antioksidan kaynağı olan klorojenik asidin değeri azalır. Antioksidanlar, vücuttaki oksidasyon sürecini engellemeye yardımcı olur. Yeşil kahvenin temelini oluşturan şey, daha yoğun antioksidan özellikleridir.

Yeşil kahvedeki klorojenik asit bileşiği, kahvenin dünyanın en etkileyici maddelerinden biri olmasını sağlar. Bu madde, özellikle kardiyovasküler hastalıklar, Alzheimer, Tip 2 diyabet ve diğer enflamatuar hastalıkların riskini azaltmada faydalıdır. Araştırmalar, klorojenik asidin, insülin duyarlılığını arttırarak, yağ emilimini önleyerek ve karaciğerde yağ metabolizmasını hızlandırarak kilo kaybını desteklediğini göstermektedir. Yeşil kahvedeki kafein miktarı, kavrulmuş kahveye kıyasla daha düşüktür.

Aynı zamanda yeşil kahve, vücudun yaşlanma sürecini yavaşlatan antioksidanlar bakımından zengindir ve sıfır kalori içeriği nedeniyle, vücudumuzun sindirmek için daha fazla kalori harcamasına yardımcı olur. Bu özellikle vücut tarafından sağlanan kaloriden daha fazla kalori kullanımını içeren negatif kalorili bir gıda olarak değerlendirilebilir.

Yeşil kahvenin faydalarını anlamak önemlidir, ancak onu nasıl tüketeceğinize karar vermek de bir o kadar önemlidir.

Yeşil kahveyi toz halinde kullananlar bulunmaktadır. Tozu suyla karıştırarak içebilirsiniz. Ancak unutulmamalıdır ki bu toz, kavrulmuş çekirdeklerdeki kadar olmasa da doğal çekirdeğe oranla daha fazla kafein içerir. Granül kahvelerin tüketimini sağlık açısından doğru bulmuyoruz.

Bir diğer yöntem ise çekirdekleri kahve değirmeniyle öğütmektir. Ancak bu yöntem biraz daha zahmetlidir, çünkü yeşil kahveyi öğütmek, kavrulmuş kahveyi öğütmekten daha zordur. Yeşil kahve, kolayca parçacıklara ayrılmaz.

Güne daha enerjik ve hızlı bir başlangıç yapmak isteyenler, daha fazla kafein içeren kavrulmuş kahve tüketmelidir. Kavrulmuş kahve sizi daha dinç hissettirecektir ve ulaşması çok daha kolaydır. Yeşil kahve ise özellikle kafein tüketmemesi gereken kahve gurmeleri için vazgeçilmez olacaktır.